SEVECEKSEM BÖYLE SEVMELİYİM...
BİR GECE DİLİM TUTULMALI AY GÖKTEYKEN,
GİRDABINA DÜŞMELİYİM YALNIZLIĞIN
İHANETİN ADINI BİLMEMELİYİM
YA DA UĞRAMAMALI YALANLAR BEYNİME.
ZİNDANDAN MEKTUPLAR YAZMALIYIM
PENCEREMDE BİR KARANFİL SOLMALI,
İÇİMDE TEBESSÜMLER..
BİR YAKIN İKLİM OLMALISIN BANA.
AH EDERKEN,
GÜN GÖRMEMİŞ BİR YILDIZ KAYMALI.
SEVECEKSEM BÖYLE SEVMELİYİM
YAŞAYACAKSAM BÖYLE..
BAŞUCUMDA KARA BİR KİTAP BULUNMALI
HER SAYFAYA ADIMI YAZMALIYIM.
HAYALLERİM GÖKTE YILDIZLAŞIRKEN,
LANET ETMELİYİM ŞANSIMA, TUTUNAMAYIŞIMA
AKLIMA GELDİĞİN ANLARDAKİ KAHROLUŞUMA
SEVECEKSEM BÖYLE SEVMELİYİM,
KAHROLACAKSAM BÖYLE..
BİR BAŞKASI DEDİĞİNDE DİK OLMALIYIM
YA DA YABANCI BİRİSİ, SENİN İÇİN
İÇİMİN KAN REVANINI GÖRMEMELİSİN.
FIRTINALAR KOPARKEN İÇİMDE,
DUDAKLARIM SÜT LİMAN OLMALI
BİLMEMELİSİN YÜREĞİMİN EZİKLİĞİNİ
SEVGİMİ DARAĞACINA ASARKEN,
ELLERİM TİTREMEMELİ
SEVECEKSEM BÖYLE SEVMELİYİM,
KAYBEDECEKSEM BÖYLE..
GİT DERSEN GİTMELİYİM, YALANDAN DA OLSA
GÖRMEMELİSİN BENİ ARKANDA
HEP KÖŞEBAŞLARINDAN BAKMALIYIM SANA
HER GÜN HAYALİN GEÇMELİ KAPIMIN ÖNÜNDEN
SANA BENZEYENLERİ SEN SANMALIYIM
SEVECEKSEM BÖYLE SEVMELİYİM,
KANACAKSAM BÖYLE..
VEDA EDECEKSEM BÖYLE ETMELİYİM
YANINDA BİR YANINI DA GÖTÜREREK,
SESSİZCE AYRILMALIYIM BU DİYARDAN.
BEN MEÇHULE KARIŞIRKEN,
SEN KIRMIZI BİR GÜL BULMALISIN..(?)
ECEL BAŞUCUMA DAYANIRKEN
KİMSE BİLMEMELİ
SEHER VAKTİ KAPIM ÇALINMALI
SEN UYKUDAYKEN, ALEM UYKUDAYKEN
DÜŞLERİM, ÜMİTLERİM, HEPSİ UYKUDAYKEN..
ÜMİDİMİ İSMİNE GÖMMELİYİM!
GÖZLERİM BOŞLUĞA BAKARKEN,
HAFİFTEN BİR YAĞMUR YAĞMALI
SEVECEKSEM BÖYLE SEVMELİYİM,
ÖLECEKSEM BÖYLE!
(?)
Sen...
Dağlarca, denizlerce uzaktaki sevgili,
Bilir misin?
Bende özlerim seni.
Sesini duymamış,
Yüzünü görmemiş olsam da,
Bir kere tenine dokunmasam da,
Özlerim, merak ederim seni...
Mesela gözlerini merak ederim,
İri mi? Siyah mı? Ela mı? Diye.
Saçlarını merak ederim,
Uzun mu? Siyah mı? Kızıl mı? Diye.
Bilemiyorum ki...
Ben seni bilmez,
Sen beni bilmezken,
Yüreğimdeki bu ateş niye...
(?)
MUTLULUĞUN RESMİ
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?
Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"
Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu?
Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı
alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağırışmalar!
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim.
Beyazmış meğerse
beni, onlarla bütünleştiren mucize!
Kanat çırpa çırpa,
yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu!
Yoksa mutluluk bu muydu?
Sen mutluluğun resmini
çizebilir misin Abidin?"
Evet... Adım İNSAN...
Ya, tabii ki, çizerim!
Az önce;
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...
Meğerse, hep yanıbaşımdaymış
bu güzel resim!
Ben çizdim. Adı umudum'du!
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terketmeyen
mutluluğum muydu?
* * * Mutluluk,
hepimize sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır!
Nedret Türer
ANLAR
Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun olmazdı aslında.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim, daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli
Kılan insanlardandım ben,
Yeniden başlayabilseydim eğer,
Yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem.
Yaşam budur zaten
Anlar, sadece anlar.
Sizde anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında, su
Şemsiye ve paraşüt almadan
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda
Pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım daha olsaydı eğer.
Ama işte
85’ indeyim ve biliyorum
Ölüyorum.
Jorge Luis BORGES
SEVGİYLE YAŞAMAK DA VAR
Ve yine bahar
Yine , yeni sürgünler veriyor dallar...
Yüreklerde bir kıpırtı, coşkulu,
Sabahı maviliklerle karşılıyor yeryüzü,
Gecenin uyanışında yeni umutlar var,
Dalda çiçek , yerde böcek, gökte kuş,
Yeni sevgiler saçıyor.
Bugün umutsuzluk zincirlerini kırın,
Çıkın acılarınızın gömütünden ,
Bahar dallarında sevgi toplayın,
Güzelliklere, iyiliklere, özleminizi yaşayın,
Kardeşliğe, barışa, birlikteliğe koşun.
Ve yine bahar,
Yine , yeni sürgünler veriyor dallar!..
Siz hiç bahar sürgünlerinde yaşamayı düşlediniz mi?
Dal uçlarındaki çiçeğin güne bakışını,
Selvinin salınışındaki umudu,
Çocuk gülüşlerindeki saflığı,
Yaşayabilirseniz eğer;
Evrende seslerin çoğaldığını,
Çiçeklerin sevgi şarkılarıyla açışını,
Umutların yüreklere dolduğunu,
Düşüncelerinizin sevgiye yüklendiğini,
görürsünüz !..
İşte o zaman, yüreklerde bütünleşirsiniz.
Ve işte bahar,
Yine, yeni sürgünler veriyor dallar,
Kırlar çiçeklere donanmış rengârenk,
Çocuklar sokaklarda parklarda,
Yarınlara , umuda özgürlüğe koşmaya hazır,
Barışa, kardeşliğe, sevgiye; tutkuyu yaşıyorlar,
Kader çizgisinden kurtuldu kurtulacaklar.
Topraktaki ilk yaz kokusuna, bir adım kaldı,
Sevgi ve umut çiçeklerinin habercisi sanki,
Ağaçlarda inleyen rüzgâr, havada uçan kuş,
Maviye yırtılan gökyüzü,
Sevdanın, umudun , güzelliklerin türküsünü söylüyorlar.
Bakın ilk yaz sürgün veriyor,
Gelin çoğalalım yüreklerimizde,
Çoğaltalım güzellikleri , sevgiyi , dostluğu,
Umut yüklü bir yaşam kuralım çocuklarımıza.
Birbirimizi içtenlikle kucaklayalım,
Bahara açan güne merhaba diyelim coşkuyla .
Sevgiyi, dostluğu , birlikteliği, dokuyalım,
Sürgünlere uzanan dal uçlarında,
Kuşların tutkulu çığlıklarında!..
Ve işte bahar!...
Unutmayın, sevgiyle yaşamak da var!
Akın Önen
İYİ GECELER GÜLÜM !
Haziran bulutları olsun yatağın,
Aşka düşsün yolun düşünde.
Bir dere kenarında,
söğüt gölgesine sığınsın başın
Ayakların suda
-Aslında su senin ayaklarında gülüm-
Elinde Bursa işi bir çakı
sabaha kadar umutlarını yont!
Bir de beni düşün düşünde.
Yokluğunda nasıl da haziran bulutuyum,
Söğüt dalıyım,
Akan, akmayan suyum,
Ama illâ ki;
yonttuğun umudum...
İyi geceler gülüm,
İyi bir gün olsun yarın...
Nevzat TEKİN
YAŞAMAK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet Anday
Yerli kara dağların yıkılmasın
Gölgelice kaba ağacın kesilmesin
Durmadan akan güzel suyun kurumasın
Kanatlarının ucu kırılmasın
Tanrı seni namerde muhtac etmesin
Koşarken ak boz atın sürçmesin
Çalışınca kara çelik öz kılıcın çentilmesin
Tanrının verdiği umudun yokolmasın
Sonunda arı imandan ayırmasın
Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun
Derlesin, toplasın, günahımızı adı güzel muhammed mustafa -hürmetine- bağışlasın
Hani dediğin bey yiğitler, dünya benim diyenler
Ecel aldı yer gizledi, ölümlü dünya gene kaldı
Gelimli gidimli dünya, sonucu ölümlü dünya
Korkut Ata